22 Kasım 2007 Perşembe

Markanızın göbek bağını nereye attınız?

Çağlayan Kent Ergönül

Oğlum doğduktan yaklaşık 3 gün kadar sonra göbeği düştü. Adet, çocuğun annesiyle 9 aylık içli dışlı bağından kalan bu son et parçasını makbul bir yere, tercihen bir üniversite toprağına gömmeyi buyuruyordu. Muhtemelen bu geleneğin doğduğu zamanlarda üniversite eğitimi az bir kesime nasip olan bir hayalmiş. Bilmeyenler için hatırlatmakta fayda var. Göbek bağını üniversite toprağına gömmek, parlak bir eğitim yaşamı için ailenin adağını sembolize eden bir gelenektir. Devir değişti. Üniversite eğitimi, özellikle sosyo ekonomik gelişimini tamamlamış ailelerin hayatında son derece doğal bir süreç. Bizler aklı selim birer ebeveyn, o da aklı başında bir çocuk olduğu sürece üniversite eğitimi alması kaçınılmaz... Bu nedenle ben de çocuğumun göbek bağını bir üniversite toprağına gömmeyi yersiz buldum. Ucu mandallı göbek bağını alıp, o dönemler çalıştığım Koç Holding’in yolunu tuttum. Kimseye görünmeden, Holding’in bahçesindeki lambalardan birinin dibine Uzay’ın göbek bağını gömdüm. Bahçıvan çimlerinin bakımını yaparken oğluşumun göbeğini de bir kenara fırlatmamıştır diye o gün bu gündür dua ederim.

Peki biz ne yapıyoruz? Daraltılan anlamının aksine iletişimin temel varoluş nedeni, markanın göbek bağının nereye atılacağını tayin etmek, çukurun şeklini şemalini belirlemek... Bir hayal ile yola çıkıp, gelecekte verim alacağımızı ümid ettiğimiz topraklara tohum serpiyoruz.

İletişim bir çocuk titizliği ile büyür. Sabır ve özen ister. Bazen kısa vadede sonuca ulaşmak isteyenlere iletişimin uzun yolunu anlatmakta güçlük çekiyoruz. Halbuki, markaya yapılan yatırımlar uzun zaman ister, kuruluşları sadece bugüne endeksli değil gelecek yüzyılları hesaba katarak beslemek büyütmek gerekir.

Müşterilerimizden Marshall 1954’ten bu yana piyasada olan, markalaşma sürecini tamamlamış bir kuruluş. Sektör lideri, dünya kimya devi Akzo Nobel’e bağlı, borsaya kote Türkiye’nin en büyük markalarından biri. Vakti zamanında boyacıların, nalburların dikkatini çekebilmek adına iletişim yatırımlarını spor gibi maskülen alanlara yönlendirmiş. Devir değişmiş, satın alma kararı erkekten kadına geçmiş. 50 yıllık marka yeniden doğmuş ve göbek bağını kadınların bastığı topraklara gömme kararı almış.

Marshall’ın bu köklü değişimine lokomotif iki hareketten bahsetmek isterim. Bunlardan biri KEY Showroom. Şimdilik sadece İstanbul Kalamış’ta hizmet veren Key Showroom, A’dan Z’ye kadınlara göre organize edilmiş bir dekorasyon, estetik ve renk merkezi. Bu merkezde eviniz için bedelsiz mimari danışmanlık hizmeti alıyorsunuz. Binlerce renk seçeneğinden sizin için en uygun olan belirleniyor. Ayrıca showroom’da kadınlara yönelik çok mühim iki aktivite gerçekleştiriliyor. Astrolog Ayda Ersan ile yıldızınıza uygun dekorasyon alternatiflerini belirliyor, Tülin Şahin ile boyanın modasını takip edebiliyorsunuz.

Marshall’ın kadınlara yönelik bir diğer çıkış da “Fashion by Marshall” ile oldu. Fashion aslında bir ürün grubu. Yani kısaca bir dizi boya. Ama onu sadece boya olarak yorumlamak yanlış olur. Bir yaşam biçmi, bir ruh olarak koyuyor varlığını ortaya. Kadın ruhuna sesleniyor aslında. Eminim ki, önümüzdeki yıllarda Marshall’ın bu serideki renkleri, adeta jenerik haline gelecek; kırmızıyı, bordoyu, beji ve daha nice rengi o isimlerle anar olacağız.

Bu iki agresif pazarlama hareketinin ekmeğini gerçek anlamda yıllar sonra yemeğe başlayacak Marshall. Marka yatırımlarını çocuk büyütür titizlikte büyütecek, geliştirecek ve yıllar sonra kadınlara yatırım yapan ilk boya markası olarak anılacak. Yani iş göbek bağının hurafesinde değil, onu nereye gömeceğini tayin edebilecek ileri görüşlü zihniyetlerde...

Hiç yorum yok: