11 Aralık 2007 Salı

Hepimiz arkadaşız (mı?)

Çağlayan Kent Ergönül

Ben bir iletişimciyim. Sadece mesai saatleri süresince değil, hemen hemen 24 saat iletişimin her türlü kanalını sonuna kadar açık tutanlardanım. Teknolojinin bu anlamda sağladığı her imkana da minettarım. Sosyologların yıllardır savunduğunun aksine teknolojinin insanları toplumdan kopardığına de katiyen inanmıyorum. Kendiniz dışında birileriyle temasta olduğunuz sürece toplumun tam da göbeğindesinizdir. Geleneksel iletişim metodları yerini teknolojik olanlara bırakana, bu yeni düzenle yaşamaya alışık sosyologlar topluluğu ortama gelene kadar bu kavga devam edecek.

Gelin görün ki, Facebook’a bakışım bir parça farklı. Neden derseniz, tüm online iletişim kanallarından farklı olarak Facebook aslında bir tiyatro sahnesi. Yazılı iletişimin enteresan bir boyutu vardır. Sizi çok samimi kılar. Ancak bir kadeh içki attıktan sonra söyleyebilecekleriniz parmaklarınızdan son derece ayık biçimde ekranınıza yansır. Kişinin gözlerinin içine bakmamanın rahatlığının yanısıra, söyleyeceklerinizi kırk kere düşünme olanağına sahip olursunuz. Bu da size olduğunuzdan daha çok kendiniz gibi olma şansı tanır. O nedenledir ki, aynı mektup gibi hakikidir, kalıcıdır kurduğunuz temas...

Ben Facebook’u hem seviyorum, hem de ondan ürküyorum. Yataktan kalktığınız ilk halinizle kendinizi yansıtma hürriyetine sahip olduğunuz online iletişim kanallarının aksine Facebook’ta her daim makyajlı olmak zorundasınız. Bahçenizin ancak güller açan bölümünü .gösterime açıyorsunuz. “Add friend” diye br buton var değil mi? Adı üstünde “friend” ; yani arkadaş. Ama bu büyük arkadaş topluluğu ile arka bahçenizde biten yabani otları paylaşıyor musunuz? Asla!

Bir diğer takıldığım noktada şu. Mesela 40 yıldır görmediğim bir arkadaşım ile karşılaşıyorum ve onun listesinde adını bile anmak istemediğim bir başka insana rastlıyorum. Bu o kadar sık oluyor ki, kocamla kuzen çıkacağımızı düşünerek korkmaya başladım. Dünya bu kadar küçük olmamalı, bir yerlerde tanımadığımız insanlar, keşfetmediğimiz topraklar kalmalı... Arkadaş diye bildiklerim, güllerime de yabani otlarıma da aynı samimiyetle yaklaşmalı.

Netice-i kelam şudur. Evet networking son derece faydalıdır. Geçmişinizin farklı bölümlerini hatırlatan insanlarla karşılaşmak kısa süreli bir mutluluk, bir iç sıcaklığıdır. Ama onların hepsi arkadaş değildir. Arkadaş geçmiş kadar güncelinize de hakim olandır. Arkadaş tanıdık değil, bildiktir..