27 Aralık 2007 Perşembe

Başını dola hayatın, bat çık, üç zincir çek....

Dilber Müge Eti

Mükemmeli yakalamak için çırpınan kadınlar zinciri olduk iyice...

Evine birkaç renk katmak için bayramda annesinden esinlenmiş, hafifte depresyon modundan destek almış, alıp eline tığı ipi, gözü ipine atlamaya çalışan kedisinde olan, bir yandan da televizyondaki Candan Erçetin konserini takip etmeye çalışıp motife odaklanmış bir kadın tablosu çiziyorum. En azından dışarıdan öyle gözüküyor...

Ya aklımdan geçenler...

Genelde böyle olmaz mı zaten, farkında olmadan daha az düşünmenin bir yolu olarak seçtiğimiz bir yolda, daha çok düşünür bulmaz mıyız kendimizi...

Babam sağlığına yine dikkat etmiyor, akşam ağır yemek yedi... Annemin bakışları bu akşam farklı mıydı yoksa, keyfimi kaçık, bak anlatmadı birşey... Kardeşimin ne güzel yüzü gülüyordu... ? Neden açmadı telefonu.... ses seda yok... Ya 11 yıldır tanıdığım arkadaşım nasıl karıştırdı böyle ortalığı.. Dur sabah erkenden çıkan haberleri göndereyim müşteriye..... bak su faturası da gelmiş....

Ne kadar basit ama hayata dair, ancak ucu bucağı belli olmayan binlerce şey geçiyor aklımdan.. halbuki müzik dinleyip keyif alıp, şu üç zinciri doğru dürüst çekebilmekti tek derdim bu gece...

Bak yine kontrolden çıkıyor herşey...

Bazen tek derdim bu gibi hissediyorum.. Kontrolün bende olması...

Bu kontrolmania, birileri sürekli birşeyleri sorduğu, cevaplarımın hazır olması gerektiği için mi geçmişti bana, yoksa ben kontrolün bende olmasını istediğim için mi bana sorulur olmuştu birçok şey...

Bu durumun ne hissettirdiğinden emin olamayıp şu an bile şikayetçimisin ki bundan diye geçiyorum aklımdan.. Sanmam... İnsanın kendi tercihidir bunlar...

Belki de genç kızlık dönemlerinde seçilen ve tanımlanan bir yoldu bu... Ailenin seni kuvvetli görmesi ve güvenmesi ile başlayan sorumluluk duygusu, çabuk büyütmüştü belki de...Ardından verilen bir kararla erken başlayan iş hayatı...

Bunlara baktığında hayatta alınacak kararların başını dolayıp, istediğin zinciri çekip motifi geçekleştirmek kolay olsa da, sanırım bir süre sonra motiften bile endişe duyar oluyor insan. İstediği kadar şükreder ve mutlu pozisyonda olursa olsun...

İstediğiniz kadar herşeyi kontrol altında tutmaya çalışın, unutmayın ki o duruma başkaları da dahil oluyorsa (aile, eski sevgili, mevcut sevgili, dostlar, arkadaşlar vs...) çok da elinde olmuyor bazen herşey, kontrol yönünü şaşırmış bir direksiyona benziyor. Belki de zorlamamak lazım günün sonunda çok fazla..

Aile başka birşey ancak ya diğerleri... Sen istemedin diye onların yapacaklarını değiştirebilir misin.

Akışına bırakmak lazım belki de bazı şeyleri ama kendi değerini, mutluluğunu unutmadan..

Bunca laf kalabalığından sonra bir iki öneri.:
- Kontrol sende olsun ama kararında...
- Sadece seni mutlu eden kişiler hayatına dokunacak kadar yakınında olsun...
- Her zaman istediğinin olmayacağını, onların ne istediğinin de önemli olduğunu unutma...
- Ancak herşeye rağmen, birşeyi çok istersen olacağını, buna odaklanırsan mutlaka hayalinin gerçekleşeceği de yaşam stratejin olsun...

Mutlu yılllar...

Hiç yorum yok: